Türkiye’de elektrikli araçların şarjı için 300 kilovatlık üniteler kurduklarını anlatan DBE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taha Pınar, “Bunlar güçlü üniteler ve araçları 15 dakikada şarj ediyor. 300 kilovatlık bir üniteye, tek seferde bir fabrika kadar elektrik çekiyoruz. Bizim koyduğumuz 2,5 megavatlık bir trafo; bir gökdelenin çekeceği elektrik kadar elektrik çeker. O yüzden kendi orta gerilim hattı ve trafo yatırımlarımızı yapmak zorundayız. Yoksa şebeke bunu kaldırmaz” dedi.
Elektrikli araçlar yaygınlaştıkça bu alandaki altyapının gelişmesi de ayrı bir önem taşıyor. Zira şehirler elektrikli araçlarla dolup taşsa da onları şarj edecek istasyonların kurulması ve bu istasyonlara sağlıklı enerjinin sağlanması oldukça kritik. Üstelik hızlı şarj teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte elektrik şebekesinin üzerindeki yükün de gittikçe artması bekleniyor.
E-şarj istasyonlarının kurulumu ve işletmesi alanında da faaliyet gösteren DBE Holding’in yönetim kurulu başkanı Mehmet Taha Pınar, “Şu anda piyasadaki elektrikli araçlar 300 kilovatlık üniteleri kullanabiliyor ve 15 dakikada şarj olabiliyor. Bu da normal bir aracın akaryakıt istasyonunda geçirdiği süre kadar. O yüzden oldukça cazibeli ve aynı zamanda pahalı” dedi.
GÖKDELEN KADAR ÇEKİYOR
Bu alanda yatırım maliyetlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Mehmet Taha Pınar, “Buradaki maliyetleri kolaylaştırmak için işletmecinin aynı zamanda enerji santralının da olması gerekiyor. Biz de sahip olduğumuz güneş santralları sayesinde bu süreci daha verimli yürütebiliyoruz” diye konuştu. Özellikle hızlı şarj istasyonlarının elektrik şebekesi üzerinde oluşturduğu yüke de değinen Pınar, “Her istasyonumuzda 2,5 megavatlık trafomuz var. Yani, şebeke yatırımını da yapıyoruz. Şu an 52 ünitemiz var ama yaklaşık olarak 180 üniteyi karşılayabilecek düzeyde.Şöyle ki 300 kilovatlık bir üniteye, tek seferde bir fabrika kadar elektrik çekiyoruz. Bizim koyduğumuz 2,5 megavatlık bir trafo; bir gökdelenin çekeceği elektrik kadar elektrik çeker. Kendi orta gerilim enerji nakil hattımız, trafo yatırımlarımız var. Altyapıya yük olmadan, tamamen kendi altyapı yatırımımızla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.
SORUN DAĞITIMDA BAŞLIYOR
300 kilovatlık iki ünitenin maliyeti kadar ortak yatırım maliyeti oluştuğunu vurgulayan Mehmet Taha Pınar, şöyle devam etti: “Bu da şu açıdan çok önemli; ilerleyen dönemde özellikle kapasiteyle ilgili bir sorun olduğunda biz bugünden o kapasite sorunumuzu kapatmış olduk. TEİAŞ’ın zaten altyapısında genel olarak kapasite sorunu yoktur. Kapasite sorunu TEİAŞ’tan sonraki dağıtım şirketlerindendir. Yüksek gerilimden sonraki ortak gerilim hattından biz doğrudan kendi trafomuzla çekiyoruz. Böylece dağıtım şebekesini yani mahalli trafoları bir bağlantı tesis etmeden kendi istasyonumuzu kurmuş oluyoruz.”
EVDE 5 ARABADA 300
300-350 kilovat gücündeki elektrikli araç şarj istasyonları ile şarj süresinin 5-6 dakikaya kadar indiğini anlatan Türkiye Elektro Mobilite Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Sayar, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunlar çok güçlü istasyonlar. Bir eve biz ortalama 5 kilovat enerji kullanıyoruz. Yani tek başına bir istasyon 60 evin gücüne denk demek. Bu istasyonlardan yan yana 7-8 adet olduğunu düşündüğünüzde bir kasabanın kullanacağı enerji anlamına geliyor. Bu altyapı her yerde yok. Şu anda bulunduğunuz bölgenin altyapısı bu güce uygun değilse istediğiniz istasyonu da koysanız, trafoyu da yenileseniz mümkün değil. Bu enerji sağlayabilmek için Elektrik dağıtım hatlarının uygun olması gerekir. Şu anda Türkiye’de 21 adet dağıtım şirketi var. Bu şirketlerin bir kısmı elektrikli araç şarj istasyonu hizmeti de veriyor. Yani altyapıda yapılması gereken iyileştirmelerin farkındalar. Şu anda her yerde bu sistemi kurmak mümkün değil ama hızlı bir şekilde bu çalışmaların yapıldığını biliyoruz. Çünkü, elektrikli araçların sayılarının artmasıyla bu istasyonlara daha çok ihtiyaç duyacağız ve daha sağlıklı bir altyapı gerekecek.”