ILO ve IOM Türkiye’nin Depremden Etkilenen Bölgelerinde İşgücü Piyasasının Toparlanmasını Güçlendirecek Temel Bulguları Açıkladı
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Türkiye’de Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından işgücü piyasalarının durumunu değerlendirmek, önemli verileri toplamak ve devam eden toparlanma ve yeniden inşa çabalarına rehberlik etmek üzere yürütülen ortak araştırmanın bulgularını 9 Temmuz 2024 tarihinde Ankara’da açıkladı.
Birleşik Krallık Hükümeti Dışişleri Bakanlığı (FCDO) tarafından desteklenen bu girişim, IOM’un teknik desteğiyle gerçekleştirilen bir Hane Halkı Anketi’nin yanı sıra ILO Türkiye Ofisi tarafından yürütülen İzleme Çalışması ve İşletme Anketi olmak üzere diğer iki araştırmayı içeriyor.
Depremden etkilenen bölgedeki işgücü piyasasının niteliksel yönlerine odaklanarak resmi kamu verilerini tamamlayıcı nitelikte olan bu çalışmalar, sürdürülebilir, kapsayıcı, hak temelli ve toplumsal cinsiyete duyarlı iyileşme çabalarının geliştirilmesine yönelik kanıta dayalı bir zemin sağlamayı amaçlıyor.
Depremler, aralarında göçmen ve mültecilerin de bulunduğu 15,8 milyon kişiye ev sahipliği yapan on bir ili etkilemiş ve ciddi fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik hasara yol açmıştır.
Depremden etkilenen bölgelerde işgücü piyasalarının derin etkilerini dikkate alarak yola çıkan ILO Türkiye Ofisi ve IOM Türkiye Ofisi, Kasım 2023 ve Nisan 2024 döneminde Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde gerçekleştirdikleri Hane Halkı Anketi ile mevcut durumu değerlendirmek ve iyileştirme adımlarını yönlendirmek için kanıta dayalı rehberlik ve politika önerileri sunmak amacıyla güçlerini birleştirerek ortak bir çalışma yürüttü. Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’daki depremzedelerin yaşam ve çalışma koşullarını değerlendiren Araştırma, Hatay şehir merkezinde yüzde 55,2 gibi yüksek bir oranda yerinden edilme gibi çarpıcı bulgular ortaya koymuştur. Araştırma ayrıca, özellikle Adıyaman’daki geçici barınaklarda yaşayanların temel ihtiyaçlarını
karşılayamama durumunun on kat arttığına dikkat çekmiştir. Adıyaman’da yüzde 2,6’ya kadar düşen çok düşük internet erişimi oranıyla geçici yerleşim yerlerinde belirgin bir dijital uçurum, kadın nüfus arasında yüksek ekonomik hareketsizlik (tüm illerde yüzde 70’in üzerinde, Malatya’da yüzde 84,7 ile zirve yapıyor), Hatay ve Adıyaman’da ankete katılan kadın katılımcıların yarısına yakınının daha yüksek orandaki iş kayıpları anketten elde edilen temel bulgulardan bazılarıdır. Anket ayrıca emeklilik gelirine bağımlılığın çeşitlilik gösterdiğini (örneğin Hatay’da yüzde 39,3 olan yüksek/şiddetli bağımlılık oranı Adıyaman’da yüzde 18,4’tür) ortaya koymaktadır ki bu da potansiyel yoksulluğa ve bu grup için
ek sosyal yardım ve işgücü piyasası aktivasyonu ihtiyacına işaret etmektedir. 30-59 yaş grubunda işgücüne katılım 15-29 yaş grubuna kıyasla daha yüksektir. Çalışma koşullarıyla ilgili olarak, fazla mesai en çok Hatay’da bildirilmiştir (kadınlar için yüzde 38,4 ve erkekler için yüzde 36,9), iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunlar ise tüm illerde kadınlara kıyasla erkekler tarafından daha ağırlıklı olarak bildirilmiştir (erkekler için en yüksek oran yüzde 19,6 ile Kahramanmaraş’tadır). Engelli bireylerin işgücüne katılımı son derece düşük olup, Kahramanmaraş yüzde 1,1 ile en düşük orana sahip ildir.
İzleme Çalışması, Ankara ve Adana’ya göç eden depremzedelerin işgücü piyasası deneyimleri ve sosyal ilişkileri hakkında derinlemesine niteliksel veri sağlamak amacıyla ILO tarafından hanehalkı anketi yoluyla elde edilen niceliksel verileri tamamlayıcı bir çalışma olarak yürütülmüştür. Psiko-sosyal faktörlere özel olarak odaklanma amacı ile tasarlanan çalışma, nihayetinde yerinden edilmiş nüfusun taşındıkları illerdeki işgücü piyasasına insana yakışır entegrasyonu ve ayrıldıkları illere kademeli olarak geri dönmeleri için politika müdahalelerine rehberlik edecek kanıtlar ortaya koymayı amaçlamıştır. Travmaya duyarlı çalışma ortamının eksikliği, hayatta kalanların işyerlerindeki kaygılarını artırarak iş kazaları, düşük verimlilik ve kötüleşen refah gibi riskleri beraberinde getirmektedir. Geleneksel kırsal toplumdan farklı olan kentsel toplumdaki yaşam ve iş pratikleri, hayatta kalanların yeni bir sosyal ve ekonomik ortamda kendilerini hayal kırıklığına uğramış ve umutsuz hissetmelerine neden olmaktadır. Özellikle genç kadınların kentsel pratikleri benimsedikleri ve bunları önceki kırsal ortamlarındaki geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini kırmak için kullandıkları görülmüştür; bu da deprem sonrası göç sürecinin etkilerinin yaş ve cinsiyete göre farklı deneyimlendiğini göstermektedir. Depremden kurtulanların yerel işgücü piyasalarına entegrasyonu, sosyal ağlarının ne kadar güçlü olduğuyla yakından ilişkilidir.
İşletme Anketi, depremlerin ardından Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’daki işletmelerin toparlanma süreçlerini değerlendirmiştir. Anket, işletmelerin %16’sının taşınmak zorunda kaldığını, %60’ının faaliyetlerini geçici olarak durdurduğunu ve ortalama kapanma süresinin 60 gün olduğunu ortaya koymuştur. İşletmeler ağırlıklı olarak müşteri kayıpları (%71,2) yaşarken, bunu tedarikçi kayıpları (%57), ürün kayıpları (%55,9) ve pazar payı kayıpları (%54,6) takip etti. 2022’den 2023’e kadar ABD doları cinsinden %32 gelir düşüşü gerçekleşti. Deprem sonrasında işverenler tarafından çalışanlara çeşitli destekler sağlanmıştır. Yemek yardımı (işverenlerin %35,2’si tarafından),
konaklama desteği (%25,6), yarı zamanlı çalışma düzenlemeleri (%23,5) ve çalışma saatlerinin azaltılması (%20) bu bağlamda ankete katılanlar tarafından en yaygın destekler olarak ifade edilmiştir. Ancak, esnek çalışma düzenlemeleri, kişisel gelişim ve stres yönetimi eğitimi ve işyeri psikolojik danışmanlığı gibi destekler daha az yaygındır ve her biri işverenlerin %10’undan daha azı tarafından sağlanmaktadır.
ILO Türkiye Direktörü Yasser Hassan: “Bölgede ciddi sosyal, ekonomik ve çevresel hasara yol açan ve insanların geçim kaynakları üzerinde önemli etkileri olan geçen yılki depremlerin yıkıcı etkilerini hala yaşıyoruz. İnsana yakışır işin ve sosyal adaletin, dayanıklılığın arttırılmasında kilit unsurlar olarak teşvik edilmesine acilen ihtiyaç duyulmaktadır. İyileşme süreçlerine rehberlik edecek güvenilir, güncel ve kapsamlı kanıtlar/veriler, fiziksel yeniden inşanın yanı sıra sosyo-ekonomik iyileşmenin planlanması
için de hayati önem taşımaktadır.”
Gerard Karl Waite, IOM Türkiye Ofisi Misyon Şefi: “Önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, gıda, barınma ve diğer temel ihtiyaçlara erişimi etkileyen istihdama erişimin iyileştirilmesi konusunda yapılacak çok iş var. İleriye dönük olarak, bu bulguların 12. Kalkınma Planı ile uyumlu etkin politika yapımına rehberlik etmesi büyük önem taşımaktadır. Bu etkinlik, yenilikçi çözümlere katkıda bulunmaya çağıran ve bu verilerin iyileşme için somut adımlara dönüştürülmesinin kritik önemini vurgulayan bir eylem çağrısı niteliğindedir.”
Liam McLaughlin, Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği Göç Müşaviri: “Bu çalışmalardan elde edilen veriler ve içgörüler, depremlerin istihdam üzerindeki etkisini anlamak ve toparlanma çabalarımıza rehberlik etmek açısından büyük önem taşımaktadır. ILO ve IOM arasındaki işbirliği ve Türk hükümetinin desteği bu süreçte çok önemli bir rol oynamaktadır.”
Shane Niall O’Higgins, ILO Kıdemli Araştırma Uzmanı: “Kapsayıcı çalışmalarımızda kırılgan gruplara öncelik veriyoruz. Bu çalışma bize depremden etkilenen bölgelerdeki yaşam ve çalışma koşullarını analiz etme fırsatı sundu. Bulgular, depremin çeşitli topluluklar üzerindeki farklı etkileri vurgulayarak, sosyal adalet odaklı yeniden inşa çabaları için önemli bilgiler sağlamaktadır.”
Konuşmacılar ayrıca bu çalışmalardan elde edilen kanıta dayalı politika oluşturmanın önemini vurgulamışlardır. Araştırma, depremlerin kadınlar ve kırılgan gruplar üzerindeki etkisine odaklanmıştır. Konuşmacılar ayrıca, araştırma bulgularının uygulanabilir adımlara dönüştürülmesi çağrısında bulunarak, yenilikçi çözümleri teşvik etmiştir. Etkinlikte ayrıca, hükümet öncülüğündeki iyileştirme çabalarını desteklemek üzere yerel ve uluslararası paydaşlar arasında işbirliğinin önemi vurgulanmıştır.