Elektrikli araçları bekleyen tehlike

Elektrikli araçlar hem maliyet hem menzil hem de üretim için gerekli hammaddelerin yetersizliği yüzünden açmaza girdi. OSD Başkanı Eroldu, elektrikli araç rüzgarını kesen nedenleri detayları ile anlattı

0
485

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv sektöründeki elektrifikasyon sürecine ilişkin bilgi verdi. Küresel gelişmeler ve hammadde zorluğu gibi konulara dikkat çeken Eroldu, “Küresel elektrifikasyon sürecine baktığımız zaman bir kere şu anda yani özellikle Amerika’daki müşteri beklentileri üzerine yapılan araştırmalarda müşterilerin ana beklentilerinin çok kısa şarj süresine sahip olması araçların ki bu şu anda bunu karşılayamıyorlar. Minimum bir 560 km, 600 km gibi bir menzil sağlıyor olmaları ve maksimum Amerikan piyasasındaki araçlara dikkate aldığımızda da 50.000 dolardan fazla para ödemek de istemiyorlar. Şimdi tabii müşteri böyle. OEM’ler tarafından baktığımız zaman Amerika’da da bir istenen performansa ulaşmada ve istenen maliyete ulaşmada sorunlar var ki bazı markaların Amerikan piyasasında da elektrifikasyondan geri adım attıklarını da gözlemliyoruz ve OEM’lerin bakış açısında da büyüme beklentisinde de bir azalma söz konusu.” dedi.

TEŞVİK KALKINCA PAY GERİLEDİ

Yüzde 70’lik artışlar olacağı varsayılırken, Avrupa’ya baktığımız zaman da bu artışların yüzde 50’ler seviyesinde kaldığına dikkat çeken OSD Başkanı Eroldu, “Sol alttaki tabloda da aslında Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerindeki elektrikli araçların payının 2023 tam sene ve 2024 iki aylık görüntüsüne baktığımız zaman nasıl bir değişim gösterdiği var. Burada özellikle altını çizmek istediğimiz Almanya’da teşviklerin kaldırılmasıyla beraber yüzde 18 olan elektrikli payının yüzde 11’e geri gittiğini ve diğer ülkelerin de yani aslında Avrupa ortalamasında ilk 2 ayda 14.6’dan 11.5’lere gittiğini ve büyüme yerine bir paralel seyir izlediğini görüyoruz. Keza Türkiye’de de teşviklerin devam etmesine rağmen 7.5 olan elektrikli penetrasyonunun ilk 2 ayda 7.1 seviyesine geldiğini görüyoruz. Yani burada büyümeden çok 2023 rakamları ya devam edecek veya önümüzdeki aylarda daha net göreceğiz ama belki de aşağıya doğru bir seyir olacak gibi duruyor şu anda. Yani aslında bu tablonun bize söylediği, tam elektrikli araçların tüketicinin hayatına girmesinin biraz daha uzun zaman alacağı.” bilgisini verdi.

YETERİNCE MADEN VAR MI?

Elektrikli araç üretiminde gerekli hammaddelerin tedariğindeki zorluklara da değinen OSD Başkanı Eroldu, “Dünyada tahminlere göre 100 milyon ve üstünde bir yıllık üretim söz konusu. Bunun tamamen elektrikli araçlara dönüşümü için de tabii ciddi bir bu asil maden dediğimiz lityum, nikel ve benzeri materyallerden de dünyada yeterince olması lazım ama bu yeterince var mı ve bu dağılmış durumda mı? Şimdi baktığımız zaman da bu materyallerin dünyanın belli bölgelerinde var olduğunu görüyoruz aslında. Şimdi en önemli konulardan bir tanesi Çin’in yüzde 80’ini kontrol ettiği grafit madeni. Keza lityum da Arjantin, Şili ve Bolivya üçgeninde dünyada ağırlıklı olarak üretiliyor. Bir kısmı da Avustralya’da. Afrika’da da tabii kobalt açısından dünyanın neredeyse üçte 2 kobalt üretimi Afrika’da fakat Afrika’daki kobalt madenleri de daha çok Çinli şirketleri elinde. Yani böyle baktığımız zaman da bir yeterli maden yok.” diye konuştu.

ÇİN HEGEMONYASI VAR

Bir ikincisi de bu madenlerin sahiplenmelerinin de dünyada eşit dağılmadığını ifade eden Eroldu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çinlilerin burada da bir hegomanyası olduğunu görüyoruz. Yani bugün bir bataryada 185 kilo civarında bu asil madenlerden kullanılıyor. Tamam, büyük bir park var, dünyada 1.6 milyar araçlık ama yıllık 100 milyon aracın bile üretimi için çok devasa bir maden ihtiyacı ortaya çıkacak. Bu da elektrifikasyonun önünde aslında önemli bir handikap gibi duruyor. Bu grafikler de bize gelecekteki taleple, bu talebin karşılanma yüzdesini gösteriyor. Dünyadaki maden kaynakları açısından. Bir tanesi lityum üzerinden bir tanesi de nikel üzerinden. Burada da gördüğümüz gibi ciddi bir fark var, açık var. Bu da aslında bize şunu söylüyor; otomotivin dünyadaki karbon ayak izini sıfırlaması için başka teknolojilere ihtiyacı var. Yani bu elektriklilerle yalnızca bunu yapamayacağız gibi duruyor şu anda ki zaten firmalarda da yoğun bir şekilde hidrojen ve benzeri konularda aslında devam eden çalışmalar var.”

KÜRESEL ÜRETİM 100 MİLYON ADET

Otomotiv sanayinde hep konuşulan ciddi bir değişim ve dönüşüm söz konusu olduğunu ama bu değişim ve dönüşümün biraz daha zaman alacağını ve farklı boyutlara da evrileceğini kaydeden OSD Başkanı Eroldu, ayrıca şunları aktardı: “Biz otomotiv sanayi olarak bildiğiniz gibi öngörülerimizi dünyayla, Avrupa ile ve Türkiye pazarıyla üyelerimizin varsayımlarıyla sizleri bilgilendiriyoruz. 2024’ün 94.7 milyondan 95.5 milyona çıkacağı ve diğer senelerde de paralel, bir önceki tahmine göre paralel. Yani dünyada aslında beklenti yine 100 milyonluk bir üretim. Yani ancak pandemi öncesine dönüş 97-98 milyonluk üretim vardı 2018’de. Oralara döneceğini ama daha fazla büyümeyeceğini öngörüyoruz. Avrupa otomotiv pazarı da yine aynı şekilde ama bu sefer tabi daha uzun yıllarda pandemi öncesine dönebilecek gibi duruyor tahminlerde. 2022’de 10.6 milyon, 2023’te 12.3 milyon olan Avrupa pazarının 2024’te 12.9 milyona, daha sonra da 13.13 ve 14’e çıkacağı yani aslında paralel bir seyirde olacağını söyleyebiliriz dünya ve Avrupa otomobil pazarlarının. Biz Türkiye’de nasıl bir tablo öngörüyoruz. Bu da aslında geçen toplantıdaki rakamlarımızda şu anda paralellik arz ediyor. Biz 2023 yılını 1.18 milyon ihracatla kapatmıştık. 2024 yılında 1.1 milyondan yani işte yüzde 5 ile 10 arası bir büyüme ön görümüz var. Keza üretimde de 2024 yılında 1.5 milyonun üzerine çıkmayı öngörüyoruz. Şu andaki ilk 3 ayın sonuçları da zaten bu rakamları teyit eder nitelikteler.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz