İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) temmuz ayı toplantısında politika faizini %50 seviyesinde sabit tuttu. Piyasa beklentisi faizlerde değişikliğe gidilmeyeceği yönündeydi. Bu açıdan bakıldığında sürpriz yok.
Aylık enflasyon ile aylık fiyat hareketleri gelişimini ifade eden paragrafta enflasyona ilişkin temkinli mesajlar gelmeye devam etti. Haziran ayı enflasyonunda belirgin zayıflama olduğunu ifade etmesine karşın temmuz ayı enflasyonunda aynı etkiyi görmeyeceğimizi belirtti. Taze meyve-sebze, alkol tütün ve elektrik zamlarının temmuz ayı enflasyonunda etkisi hissedilecek. Geçen seneden gelen baz etkisi iyimserliğini biraz törpüleyen bir enflasyon kombinasyonu olması muhtemel görünüyor. Bununla birlikte iç tüketimdeki yavaşlamanın henüz istenilen düzeyde olmadığını ve enflasyonist etki yaratmaya devam ettiğini anlıyoruz. Kredi kartlarına yapılan düzenlemenin üçüncü çeyrekte iç talepteki yavaşlamada daha etkili olabileceğini düşünmekteyiz.
Merkez Bankası enflasyonist risklerin canlı kalmaya devam etmesi nedeniyle ihtiyatlı duruşunu sürdüreceğini yineledi. Başka bir deyişle enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskler devam ediyor. İkinci paragrafta sıkı para politikası duruşunda esneme olmayacağı ve henüz bu esnemeyi sağlayabilecek koşulların olmadığına atıfta bulunmuş. Para politikasındaki sıkı parasal duruşun yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçleneceği ifade edildi. Geçen yıldan gelen baz etkisinin enflasyon üzerindeki aşağı yönlü eğilimini izlemeye devam ediyoruz.
Merkez Bankası’nın karar metnindeki bir diğer paragrafta piyasa koşulları ifade edildi. Özellikle yabancı krediler tarafında odağını korumuş. Döviz kredilerinin daha sonra TL mevduata dönüşmesi konusuna atıf var ve ek önlem alındığı ifade edildi. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makro ihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edileceği vurgulandı. Muhtemelen kısa vadeli bir artış olması halinde bunu depo ihaleleriyle, daha uzun bir artış olması halinde ise ZK yöntemiyle kısması beklenebilir.
Yakın zamanda faiz indirim sürecine girilmesini erken bulmakla birlikte önümüzdeki dönemde dezenflasyonist sürecin yeterli görülmesi halinde yılın son çeyreğinde faiz indirimleri başlayabilir. Bu karar metninde yakın dönem için faiz indirimine başlayabileceğine ilişkin bir atıf görmedik. Merkez Bankasının yazılı iletişimini temkinli bulmaya devam ediyoruz.