Enerji ve tarımda sürdürülebilirlik için bireysel ve toplumsal bilincin artırılması gerekiyor
Turkuvaz Medya Grubu’na bağlı INBUSINESS Dergisi tarafından düzenlenen ve teması ‘Hedefler ve Gerçekler’ olarak belirlenen II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde enerji ve tarım alanındaki dönüşüm ele alındı. Enerji verimliliği politikasına ihtiyaç olduğuna değinen konuşmacılar, enerji portföyünün çeşitlendirilmesi gerektiğini belirtti. Tarımda sürdürülebilirliğin anahtarıysa doğru teknoloji kullanımı olarak gösterildi.
II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi Kearney Türkiye Yönetici Ortağı Onur Okutur’un moderatörlüğünde, “Değişim İçin Enerjinin Dönüşümü” paneliyle devam etti.
ÇED kararları yatırımların yavaşlamasına sebep olduğunu belirten Kalyon Enerji Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Murtaza Ata, son 20 yılda yenilenebilir enerjide çok önemli adımlar atılmış olmakla birlikte hala alınacak yol olduğuna dikkat çekti. Yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak için öncelikle arazi tahsisinin daha kolay ve hızlı yapılması gerektiğini belirten Ata, “Eğer proje lisans almışsa bu konuda da kamunun hızla aksiyon alması ve kanunen de düzenleme yapması gerekiyor. Ancak burada asıl kritik konu; ÇED konusu. ÇED kararları adeta ayağımıza ayak bağı oluyor ve elimizi kolumuzu bağlıyor. Bu da yatırımların yavaşlamasına sebep oluyor” dedi.
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı Proje Destekleri Daire Başkanı Ersoy Metin: “Sürdürülebilir enerji verimliliği politikası uygulayacağız”
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı Proje Destekleri Daire Başkanı Ersoy Metin, iklim değişikliği mücadelesinde asıl önemli unsurun enerji verimliliğini sağlayarak hem birey hem de toplum olarak enerji tüketiminin azaltılmasına dikkat çekti. Metin, ülkemizin 2023 net sıfır hedefleri doğrultusunda çevreye duyarlı sürdürülebilir bir enerji verimliliği politikası uygulanacağını belirtti.
Zeynep Harezi Yılmaz: “Regülasyon biçimi, gelişmekte olan ülkelerin sırtına çok ciddi yük bindiriyor”
Dünyada sera gazlarının yüzde 34’ünü Çin, yüzde 17’sini ise ABD ürettiğini belirten Karadeniz Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Harezi Yılmaz, ancak tüm çevreci regülasyonları yüzde 1 sera gazı üreten ülkeyle eşit uygulamaya çalışıldığına dikkat çekti. Bu uygulamanın yanlışlığına değinen Yılmaz, “Bu regülasyon biçimi, gelişmekte olan ülkelerin sırtına çok ciddi yük bindiriyor. Enerji dönüşümünü, önce kömürden sıvı yakıta, sıvı yakıttan doğalgaza ve doğalgazı hiçbir zaman elden bırakmayacak şekilde doğalgazın üzerine güneş, rüzgâr ve hidroelektrik santrallerini ekleyerek yaşayabiliriz” dedi. Bir ülkenin enerji portföyünün sadece yenilenebilir enerjilerden oluşamayacağını da ifade eden Yılmaz, “Burada çeşitlendirilmiş enerji portföyüne ihtiyaç var. Ancak bu şekilde bir yol haritası belirlersek yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşabiliriz, aksi takdirde işimiz çok zor” diye ifade etti.
RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla: “Türkiye’nin birçok yerine yenilenebilir enerji üretimi yatırımları yapıyoruz”
Karbonsuzlaşma hedeflerinden bahseden RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla, “İklim değişikli hegemonya sahiplerine büyük güç ve yetki veriyor. Biz şirket olarak karbonsuzlaşma hedeflerimizi gerçekleştirmek için Türkiye’nin birçok yerine yenilenebilir enerji üretimi yatırımları yapıyoruz” dedi.
Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, su tüketimine yönelik farkındalık projeleri oluşturarak, milyonlarca litre su israfının önüne geçtiklerini belirterek, “Herkes üretimle sürdürülebilirliğe olan katkılarını anlatıyor. Toplumsal olarak israf tüketimine karşı bir farkındalık oluşturmak gerekiyor. Biz de 10 yılda attığımız adımlarla yıllık 10 milyar kilovat enerji israfını engellemeyi başardık” dedi.
Şef Çiğdem Seferoğlu: “Sürdürülebilir mutfak için yerel üretici desteklenmeli”
Sofra Dergisi Yayın Yönetmeni Esra Sinanoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen özel oturumda Şef Çiğdem Seferoğlu, atıksız mutfaklar ve hayvan refahının sağlanması sürdürülebilirliğin mutfaktaki esaslarını oluşturduğunu belirtti. Üretici ve tüketicinin beraber çalışmasını teşvik ederek sağlıklı ve sürdürülebilir bir mutfak kültürü oluşturmamasına dikkat çeken Seferoğlu, sürdürülebilir bir mutfak kültürü oluşturmanın yolunun yerel üreticiyi desteklemek ve restoranların bulundukları bölgelerde üretim yapan üreticiden gıda sevkiyatı yapmalarından geçtiğine dikkat çekti.
Sürdürülebilirlik için doğru teknoloji kullanımı şart
“Değişim İçin Tarımın Dönüşümü” panelinin moderatörlüğünü üstlenenOnbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meltem Onay, pandemi bile birlikte tarımın artan önemine dikkat çekerek gıda yetersizliğinden kaynaklanan olumsuz durumların önüne geçmenin tek yolunun doğru teknoloji yatırımlarıyla çiftçilerin desteklenmesi ve genç kuşağında tarıma yönlendirilmesi olduğunu söyledi.
Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) Türkiye Program Sorumlusu Taylan Kıymaz, IFAD olarak modern, adil ve yerel üretim yapan tarım modellerini desteklediklerin belirtti. Kıymaz, bu kapsamda gerek hükümetler arası gerekse de özel kuruluşlar yerel çiftçileri de gelirle besleyerek onların işine tutunmalarını sağlanması gerektiğini söyledi.
Gıda israfının tüm dünyada, sürdürülebilirliğin karşısında çok önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Kerevitaş CEO’su Mert Altınkılıç, gıda israfı önlenmezse gelecekte kıtlığın yaşanmasının kaçınılmaz olacağına dikkat çekti. Altınkılıç, çözüm olarak bioçeşitliliği artırmak, su kaynaklarını korumak ve toplumu bilinçlendirerek topyekün bir sürdürülebilirlik yaklaşımı sergilemeyi gösterdi.
Oturumda söz alan bir diğer konuşmacı olan Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Ürün Yönetimi ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Cem Beysel, şirketlerin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyerek “2019 yılından beri şirket olarak sosyal sorumluluk projesi olarak 6 binden fazla çiftçiye ulaştık. Onları birçok konuda bilgilendirmeyi başardığımıza inanıyorum” dedi.
Ferrero Türkiye Kurumsal İlişkiler ve İletişim Direktörü Sera Üner, sürdürülebilir bir üretim modelini benimsemek için bir “Fındık Bildirgesi” yayınladıklarını ve tüm saha çalışanlarının çiftçilerle birlikte bu taahhütnameye göre çalıştığını söyledi.
Hava ve su gibi insanlık için son derece önemli iki konuda sürdürülebilirliğin sağlanması için çiftçilerin teknoloji yardımıyla çalışmasından başka bir yol olmadığını belirten TABİT Akıllı Tarım Teknolojileri Kurucu Ortağı Coşkun Yıldırım, gıda ve suya erişim kolaylaşmazsa savaştan ve göçten kaçış olmayacağını söyledi.