Sıcak hava dalgalarının birbirini takip ettiği bugünlerde en sıcak noktalardan biri olan ve elektrik talebinin çok fazla yükseldiği Adana ve Mersin’de elektrik şebekesi zorlanıyor. Yüzbinlerce klima 24 saat çalışmakta ve artan göçle birlikte elektrik şebekesi aşırı sıcak günlerde adeta bir ‘sıcak afetine’ karşı savaşıyor. Trafolardaki soğutucu yağlar kaynıyor, teller sıcaktan gevşeyip birbirine değerek yanıyor. Bir önceki yılın iki katı bir talep meydana geliyor. Bazı bölgelerde hemen trafolar değiştiriliyor bazı bölgelerde ise kablolar. Yer yer trafolara vantilatörler takılarak soğutulması sağlanıyor. Elektriğin kesilmemesi için herkes alarm durumuna geçiyor.
Baharın birdenbire bastırdığı yıllarda yaz da aniden çöker, sarısıcaklar kurşun gibi inerdi insanların tepelerine. Güneş bir kocaman köz yığını gibi, yöresine kıvılcımlar fışkırtarak, toprağı, otları, çiçekleri yakar…Türküler söylenirdi bu birdenbire çöken sıcak üstüne… Yaşar Kemal, ölümsüz eseri İnce Memed’i yazarken Çukurova ve Toroslar için bu ifadeleri kullanmıştı. İnce Memed, Abdi Ağa, Hatçe, Iraz, Döndü, Topal Ali, Deli Durdu…Tüm bu karakterlerin ağzından en fazla çıkan kelime belki de sıcaktı. Romanda 200’den fazla sıcak kelimesi geçiyordu.
BİR BAŞKA SICAKLAR
1960’lardan bugüne bu topraklar daha da ısındı. Bu hafta Adana’da ‘Eyyamı Bahur’ yani cehennem sıcaklarından kaçan 79 yaşındaki Tuncay Bedük de 58 yaşındaki Cengiz Özel de aynı şeyi söylüyordu: “Bu topraklar hep sıcaktı ama bu aralar sıcakların günü de gücü de şaştı. Böylesi hiç olmamıştı.” Sokaktaki herkes 5 adımda bir kafasını bir çeşmenin altına sokup serinliyordu. Onlardan biri olan 37 yaşındaki Erkan Çelik ise “Parklar da olmasa yaşayamayız. Bunalıyoruz” diyordu. Konuştuğumuz Adana halkının ortak bir teşekkürü vardı. O da klimayı bulanlara. Çünkü burda klima neredeyse 24 saat aktif çalışıyor. Onlara göre klima yoksa hayat da yok.
SICAKLA MÜCADELE
Peki, Birleşmiş Milletlerin de dediği gibi ‘Küresel Kaynama’ döneminde biz bu ‘sıcak afeti’ne hazır mıyız? Bütün şehirlerimizde altyapı buna cevap verebilecek mi? Bu sorunun cevabını bulmak için Adana ve Mersin’e giden Hürriyet ekibi Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş’nin kapısını çaldı. Sahadaki işçilerle alana çıkıp sıcaklarla nasıl mücadele edildiğini izledi. Sahada bazı yerlerde 40 dereceleri görüp, afet halini hissetti. Toroslar EDAŞ 6 ilde yani Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Gaziantep ve Kilis’te 8.5 milyon kişiye elektrik götürüyor.
KLİMA BASKISI
Onları en fazla aşırı sıcaklar zorluyor. Milyonlarca abone aynı anda klima çalıştırınca trafolardaki yağlar kaynamaya başlıyor, hatlar tam kapasite çalışıyor. Tam da burada büyük bir operasyon başlıyor. Şebekenin sorunsuz çalışması için herkes alarm durumuna geçiyor. Aşırı yük diğer istasyonlara dağıtılmaya çalışılıyor. Bazı trafolar sökülerek yerine daha yüksek kapasitede trafo konuluyor. Hatlarda onarım ve güçlendirme yapılıyor.
AFETİN İÇİNDE MESAİ
Ancak saha ekiplerine göre Adana ve Mersin’de artık acil durum onların normali olmuş. İş yapış biçimleri de tüm krizlere göre yeniden planlanmış. Çünkü zamanında müdahale edemezlerse şehirler elektriksiz kalır. Zira kağıt üzerinde planlar hep olsa da onlara göre sahada her zaman pratik müdahaleler geliştirilmek zorunda.
HER DAİREDE 2-3 KLİMA VAR
Adana ve Mersin’de çoğu binanın bir cephesinde onlarca klima ünitesi görebiliyorsunuz. Sahada beraber dolaştığımız uzmanlara göre klimalar çok yüksek enerji tüketiyor ve mevzuata göre yatırımlar konutların bağlantı güçlerine göre yapılıyor. Ancak çoğu dairede kullanılan 2-3 klima bu bağlantı güçlerinin aşılmasına ve şebekenin zorlanmasına neden oluyor. Eğer dağıtım şirketi gerekli yatırımı yapmamışsa böyle durumlarda şehirler elektriksiz kalıyor.
SICAK VE GÖÇ ETKİSİ
Hürriyet gazetesinden Emre Eser’in haberine göre; şebekeyi zorlayan elektrik tüketimindeki artışın en önemli nedenlerinden birisi aşırı sıcak havalar. Adana ve Mersin’de klimalar bu dönemde 24 saat çalışıyor. Akşam saatlerinde tüketim zirve yapıyor. Sanayi tesisleri, hasteneler ve otellerin olduğu bölgelerde ise tüketim katlanıyor. Ayrıca son dönemde Suriye ve Rusya’dan göç bu bölgede ciddi bir nüfus artışına neden olmuş. Önceden yılda 1-2 ay yüksek tüketim görülen yazlık bölgelerde artık yılın 12 ayı yüksek tüketim oluşmuş durumda.
SÜREKLİ YATIRIM GEREKİYOR
Mahalle aralarındaki, ana hatlardaki kablolar belirli zamanlarda kontrol ediliyor. Trafolar sürekli izleniyor. Ama sahadaki uzmanlara göre şebekenin sorunsuz çalışması için önceden ve planlı yatırımların da yapılması gerekiyor. Sıcak hava dalgalarının ardı ardına geldiği bu günlerde elektrik tüketiminde de rekorlar kırılıyor. 24 Temmuz günü geçen yılın aynı gününe göre elektrik tüketimi Adana’da yüzde 34, Mersin’de yüzde 40, Kilis’te yüzde 51 artış göstermiş. Bu tüm planları bozacak bir artış.
Bazı bölgelerde hem aşırı Sıcak Hava hem de yüksek enerji talebiyle ısınan trafolara vantilatör takılarak soğutma işlemi yapılıyor.
ŞEBEKEYİ ZORLUYOR
Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Oğuzhan Özsürekci’nin bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle: “Elektrik dağıtım sektörü atmosferik etkilere çok açık. Küresel ısınmanın etkilerini hızla görüyoruz. Buna göre de hazırlık yapıyoruz.
Kimi zaman karla, kimi zaman selle, kimi zaman da aşırı sıcakla mücadele etmek zorundayız. Hizmet bölgelerimizden Başkent EDAŞ’ta son 3 yılda 6 kar afeti, 3 sel afeti ile mücadele ettik. Aşırı sıcaklarla da Toroslar EDAŞ bölgesinde mücadele ediyoruz. Aşırı sıcaklar şebekeyi fiziki olarak zorladığı gibi, aynı sebepten oluşan klima kaynaklı ani talep artışları da, şebekeyi kapasite anlamında zorlayabiliyor. Bu ihtiyacı karşılamak için yatırım ve operasyonel yetkinlik şart. Toroslar EDAŞ bölgesi yıllardır 21 Elektrik dağıtım bölgesi arasında yatırımda ilk sırada. Bu sayede, savaş ve deprem kaynaklı göçlerle elektrik talep artışı beklenenin çok üstüne çıkan Mersin gibi illerimizde dahi bu talebi karşılayabiliyoruz.” Özsürekci, “Öte yandan, daha iyi bir gelecek adına yeni farkedilen bir gerçek var. Elektrik şebekesi, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın ilk etkilerini deneyimleyen altyapı unsuru olduğu kadar, bu değişiklikle mücadelenin de en büyük aracı. Çünkü, karbon salımını azaltacak elektrikli araçları şarj etmek için de, rüzgar ve güneşten ürettiğiniz temiz enerjiyi ulaştırmak için de, her gün giderek artan kişi başına elektrik talebini karşılamak için de, daha güçlü bir elektrik şebekesine ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.