Geliştirdiği yüksek teknolojili ürünleriyle otomotiv sektörüne referans niteliğinde ürünler kazandıran Delphi, Türkiye’deki üretim tesisinde sektörün en önemli paydaşlarından olmayı sürdürüyor. Şirket, İzmir’de Ege Serbest Bölgesi’nde kurulu fabrikasında donanımdan gelişmiş yazılım çözümlerine yaptığı yerli üretimle çözümler sunarken, satış sonrası pazarında da yedek parçadan arıza teşhis cihazı ve eğitime kadar uçtan uca, OE seviyesinde çözümler sunuyor. Global olarak binek araç ve ağır vasıtada neredeyse tüm markalara üretim yaptıklarını söyleyen Delphi Satış Sonrası, Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, “Bunlar arasında Stellantis Grubu, Daimler Truck, Ford, Hyundai, Volkswagen, Caterpillar, BMW, General Motors, Volvo ve Dongfeng Motor gibi grupları sayabiliriz. Satış dağılımı olarak baktığımızda Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik’te çok iyi bir coğrafi dağılımımız var” dedi.
Dizel motorların, satış sonrası pazarında uzun bir süre daha hayatımızda kalacağını ifade eden Reşat Dumanoğlu, “Delphi olarak ürün gruplarımız arasında dizelin evrimine uygun güçlü bir yanımız var. Çünkü dizelde hepimizin kabul edeceği gibi görece olarak binek araç tarafından ağır vasıta tarafına doğru bir kayma söz konusu. Bizim ürün portföyümüze baktığımızda bineğin ağırlığı yüzde 44, ticari araç ve diğer OE ile satış sonrasının toplamı ise yüzde 56 seviyesinde. Bugün itibarıyla yüzde 56 olan bu ağırlığı bir yandan büyümeye devam ederken diğer taraftan da yüzde 70’e çıkarmayı hedefliyoruz. Sahada gezen tüm araçlara satış stratejilerimiz doğrultusunda, eski yeni ayrımı olmadan ürün sunuyoruz. Örneğin hala Murat 131’in ön takımını da satıyoruz, öte yandan Tesla’nın fren disklerini de satış sonrası pazarına sunmuş durumdayız. Delphi olarak araç kapsama oranında iddialıyız, bu sebeple ürün çeşitliliğimizi sürekli artırıyoruz. Gelecekte dizel teknolojisi farklılaşarak ilerliyor olacak; fakat buna ek olarak hidrojen de gelecek için üçüncü bir alternatif yol olarak gözüküyor ve biz de bu alanda yatırım yapmaya devam ediyoruz. Elektrikli araçlar yadsınamaz bir gerçeklik; ancak içten yanmalı motorların devamı da söz konusu. Filoların yenileme taleplerini ve mevcut araç parkını düşündüğümüzde içten yanmalı motorlara yönelik hidrojen çözümlerinin çok önemli bir yer tutacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Otomotiv markaları için küresel çapta orijinal ekipman kalitesinde çözümler sunan Delphi, İzmir’deki fabrikasıyla dünya standartlarında ürünler geliştirmeye devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla PHINIA adıyla faaliyetlerini sürdüren şirketin çatısı altında yakıt enjeksiyon sistemleri, satış sonrası çözümler ve bileşenler sağlayıcısı olarak sektörde 100 yılı aşkın tecrübesiyle öne çıkan Delphi markasının yanı sıra ağır vasıta araçlara marş motorları ve alternatörler üreten Delco Remy ve dizel enjeksiyon sistemleri test cihazları üreten Hartridge markaları bulunuyor. Satış sonrasında amiral gemisi Delphi markası olan şirket 20 ülkedeki 44 noktada, yaklaşık 13 bin çalışanıyla hizmet veriyor. Türkiye satış sonrası pazarına en kapsamlı portföylerden birini sunan Delphi, şirketin dünyadaki en büyük üretim tesislerinden biri olan İzmir’deki fabrikasında uçtan uca OE seviyesinde çözümler sunuyor.Şirket aynı zamanda otomotiv endüstrisi için hem bugün hem de yarının teknolojileri için stratejik olarak hazır ve daha temiz, daha performanslı ve herhangi bir güç kaynağı ile daha da ileriye giden araçlar için geleceğin tahrik sistemlerini sunmayı hedefliyor.
Büyüme hedefimiz oldukça iddialı!
Şirket olarak global anlamda binek araç ve ağır vasıtada neredeyse tüm markalara üretim yaptıklarını söyleyen Delphi Satış Sonrası, Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, “Bunlar arasında Stellantis Grubu, Daimler Truck, Ford, Hyundai, Volkswagen, Caterpillar, BMW, General Motors, Volvo ve Dongfeng Motor gibi grupları sayabiliriz. Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik’te çok iyi bir coğrafi dağılımımız var” dedi. Dizel motorların, satış sonrası pazarında uzun bir süre daha hayatımızda kalacağını ifade eden Reşat Dumanoğlu, şöyle devam etti: “Delphi olarak ürün gruplarımız arasında dizelin evrimine uygun güçlü bir yanımız var. Çünkü dizelde hepimizin kabul edeceği gibi görece olarak binek araç tarafından ağır vasıta tarafına doğru bir kayış söz konusu. Bizim ürün portföyümüze baktığımızda bineğin ağırlığı yüzde 44, ticari araç ve diğer OE ile satış sonrasının toplamı ise yüzde 56 seviyesinde. Gelecek stratejilerimiz doğrultusunda ağır vasıta ve satış sonrası toplam ağırlığımızı artırma hedefimiz var. Bugün itibarıyla yüzde 56 olan ağırlığı bir yandan büyümeye devam ederken diğer taraftan da yüzde 70’e çıkarmayı hedefliyoruz. İçinde bunulduğumuz ürün grubu düşünüldüğünde 2023’ten 2030’a hedeflediğimiz büyüme oldukça iddialı. Bu bizim stratejilerimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Belki bir bölgede dizel motor kullanımı 30 yıl daha devam edecek, başka bir bölgede 10 yıl sonra sonlanacak. Fakat bir gerçek var ki bu süreç ağır vasıtada daha uzun olacak çünkü ağır vasıtanın gereklilikleri dizel yakıt sistemleriyle daha kolay karşılanabiliyor. Biz de bu düşünce ile ağır vasıta kısmında kendimizi daha güçlü konumlamaya çalışıyoruz. Tabi bunu yaparken de diğer alanlarda da durmuyor, daha teknolojik, katma değeri daha yüksek ürünler geliştirmek için yatırım yapmaya devam ediyoruz.”
Tesla’ya da Murat 131’e de parça sunuyor!
Satış sonrası tarafında sahada gezen tüm araçları dikkate aldıklarını vurgulayan Reşat Dumanoğlu, “Sahada gezen tüm araçlara satış stratejilerimiz doğrultusunda, eski yeni ya da güç kaynağı ayrımı olmadan ürün sunuyoruz. Örneğin hala Murat 131’in ön takımını da satıyoruz, öte yandan Tesla’nın fren disklerini de satış sonrası pazarına sunmuş durumdayız.
Türkiye’nin araç parkı yaklaşık 28 milyon. Yeni satılan araç sayısını yıllık 1 milyon olarak değerlendirirsek ve bunun yüzde 5-10’u elektrikli dersek aslında yoğunluk yine içten yanmalı motorlarda. Ayrıca bir de bizim sorumlu olduğumuz Afrika bölgesi var. Dolayısıyla içten yanmalı motorlara talep çok uzun yıllar daha devam edecek diyebiliriz” diye konuştu. Ege Serbest Bölgesi’nde hem binek otomobiller hem de ticari araçlar için dizel motorlarda dünyanın önde gelen common rail teknolojisinin üretim noktası olarak faaliyet gösterdiklerini belirten Reşat Dumanoğlu, “Dünya üzerinde Delphi teknolojisini taşıyan araçlardaki rayların önemli bir kısmı Türkiye’de üretiliyor. Araç üreticileri, bu fabrikada üretilen ray parçalarımızın müşterileri olurken satış sonrası müşterilerimiz ise dizel ürün gamımızda bulunan diğer enjektör ve tamir parçalarını bizden tedarik ediyorlar. Şirket olarak; fren, ön takım, klima, ateşleme bobini, motor yönetimi ve yakıt enjeksiyon sistemleri de dahil olmak üzere zengin satış sonrası ürün gamımız teknisyenlere kaliteli tamir ve bakım parçaları sunuyor. Tüm bu ürünlere ek olarak oldukça başarılı arıza teşhis ürünlerimiz var. Bu cihazlar 68 binek, 81 ağır vasıta araç markasının 2500’den fazla modeli ile üretici firmaların izniyle, iletişim kuran ve arıza teşhisi konusunda teknisyenlerin işlerini daha verimli yapmasına destek olan cihazlar. Hibrit, elektrikli araçlar ve içten yanmalı motorlara yönelik çözümleri içeren kapsamlı teknoloji portföyümüz, Türkiye satış sonrası pazarında ortaya çıkacak fırsatlardan yararlanacak şekilde konumlandırılmamızı sağlıyor” dedi.
Hidrojen teknolojisine yatırım yapıyoruz!
Bugünü yaşarken gelecek için de yatırım yapmaya devam ettiklerine işaret eden Delphi Satış Sonrası, Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, şunları söyledi: “Gelecekte dizel teknolojisi farklılaşarak ilerliyor olacak; fakat buna ek olarak hidrojen de gelecek için üçüncü bir alternatif yol olarak gözüküyor ve biz de bu alanda yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu alanda da Avrupalı bir iş makinesi üreticisiyle OE anlaşması yapıldı. Elektrikli araçlar yadsınamaz bir gerçeklik; ancak içten yanmalı motorların devamı da söz konusu. Filoların yenileme taleplerini ve mevcut araç parkını düşündüğümüzde içten yanmalı motorlara yönelik hidrojen çözümlerinin çok önemli bir yer tutacağını düşünüyoruz.
Delphi teknisyenleri geleceğe hazırlıyor!
Delphi’nin hem teknisyenlerin sahadaki ihtiyaçlarını birinci elden öğrenmek hem de ürün tanıtımı yapmak için yaklaşık 2 yıldır devam eden bir roadshow projesi bulunuyor. Bu süre zarfında 56 il ve 170 ilçede yapılan ziyaret sayısı 6 binin üzerinde. Sektördeki ara eleman eksikliği, ve teknik bilgiye erişimin kolaylaşması konuları üzerinde de çalıştıklarını ifade eden Reşat Dumanoğlu, konu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Teknik bilgiye erişimin kolaylaşması bizim de özellikle odaklandığımız bir konu. Burada eğitim çözümlerimiz hem yüz yüze hem uzaktan. Tüm dünyada ‘Masters of Motion’ ismiyle adlandırılan bir inisiyatifimiz var. Web sitemiz aracılığıyla kullanıma sunulan bu platformda hem “Nasıl Yapılır?” videoları hem de yeni teknolojiler ve teknisyenlerin en çok arama yaptığı konularda teknik ipuçları ve makaleler yayınlıyoruz. Ayrıca biraz elimizi taşın altına da koymaya çalışıyoruz. 2023 yılında İstanbul’da iki önemli endüstri meslek lisesinde, 2024 yılında ise İzmir’de birisi teknik lise birisi de Ege Üniversitesi’ne bağlı meslek yüksek okulu olmak üzere iki Delphi yedek parça laboratuvarı açtık. Okullar ile olan ilişkimizin devamlılığı için bir köprü işlevi görecek bu laboratuvarlar ve düzenli eğitimlerle öğrencilerimizin sektöre donanımlı bir şekilde hazırlanmalarına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bunlar sektör için önemli dokunuşlar. Uzun soluklu olmasını planladığımız bu projemiz kapsamında sene sonuna kadar; deprem bölgesi olan Kahramanmaraş’ta, Samsun’da ve İstanbul’da da birer yedek parça laboratuvarı açmak hedeflerimiz arasında. Meslek okulları ve endüstri arasındaki iş birliğinin gücünü vurgulayarak, geleceğin iş gücü için daha parlak bir yarın inşa etmeye devam edeceğiz.”