Üniversite öğrencileri, yeni mezunlar ve genç çalışanların güncel kariyer eğilimlerini ve bu doğrultuda Türkiye’nin en çok çalışılmak istenen firmalarını belirlemeye odaklanan “En Gözde Şirketler” araştırması sonuçlandı. 121 üniversiteden 91.342 öğrenci ve iş yaşamının ilk beş yılındaki 39.533 genç profesyonelin katıldığı araştırmada dikkat çekici sonuçlara ulaşıldı.
Holdingler gözden düştü
Realta Danışmanlık tarafından bu yıl 16.’sı düzenlenen araştırmaya göre gençler, Uzaktan ve Hibrit Çalışma Modelleri sunan, Çalışan Refahı ve Esenlik Programları uygulayan, Çeşitlilik ve Dahil Ediciliği önemseyen ve Yapay Zeka ve Otomasyona ağırlık veren şirketleri, tercihlerinde ilk sıraya koydular. Araştırmada en çok çalışılmak istenen kurumlar kategorisinde ise ilk 10 şirket içerisinde hiçbir holdingin yer almadığı görüldü. En çok çalışılmak istenen departman ‘Üretim Ar-Ge’ Araştırmada gençlerin şirket bünyelerinde en çok pozisyon almak istedikleri departmanlar da belirlendi. Gençlerin en çok çalışmak istediği şirket departmanları sıralamasında ilk sırayı % 23,39’luk bir payla Üretim ve Ar-Ge departmanı aldı. 2. sırayı %16,96 oranıyla Pazarlama ve Reklam bölümü alırken IT departmanı %14,91 ile 3. sıraya yerleşti. Gençlerin çalışmayı en az tercih ettikleri bölüm ise %3,17lik oranla Satış oldu.
‘Hibrit model olmazsa çalışmam’ diyenlerin oranı %78
Pandemi sonrası uygulanmaya başlanan yenilikçi çalışma modellerinin de oylandığı araştırmaya göre yeni mezunlarda ‘hibrit çalışma olmazsa çalışmam’ diyenlerin oranı %78 olurken bir şirkette ilk iş deneyimini yaşayan genç profesyonellerde ise bu rakam %64 olarak gerçekleşti.
Maaş ve yan haklar öne çıktı
Şirket tercihinde Maaş ve Yan Haklar beklentisi %28.6’lık bir oranla ilk sırada yer alırken, Güçlü ve itibarlı bir marka tercihi %27.3 ile ikinci, Hibrit çalışma imkanlarını önceleyenlerin oranı ise %25.8 oldu.
Bankacılık ‘out’ savunma sanayi ‘in’
Aynı araştırmanın önceki yıllarda elde edilen sonuçlarında en çok çalışılmak istendiği belirtilen telekom, bankacılık ve denetim sektörü firmalarının yerini de savunma sanayi, hızlı tüketim ürünleri ve e-ticaret şirketleri aldı. Savunma sanayi şirketlerinde yüksek maaş, yan haklar ve birkaç yıl çalıştıktan sonra yurtdışında çalışma fırsatlarının bulunmasıyla bu sektörlere ilginin arttığı gözlendi. Diğer yandan maaşı düşük, yoğun mesai harcanan ve ofiste çok vakit geçirilen sektörlere ilgi azaldı. Çalışan adaylarının tercihinde şirket içi öğrenme, liderlik ve çalışma iklimi gibi başlıklara esnek ve uzaktan çalışma, well-being, maaş, fiziksel ortam gibi unsurlar da eklendi.
Şirketler, adayların yarısına dönüş yapmıyor
Araştırmada sorulan ‘İş arama sürecinde en çok karşılaştığınız zorluklar neler?’ sorusunu katılımcıların %43,79’ ‘başvurularının ardından mülakat çağrısı almama’ olarak yanıtladı. Aynı soruyu ‘Başvuruları hakkında hiçbir bilgi verilmemesi’ olarak yanıtlayan adayların oranı ise %43,14 olarak belirlendi.
Öğrencilerin %78’i, staj yaptıkları şirkette kalmak istiyor
Araştırmada önceki yıllarda elde edilen sonuçların aksine öğrencilerin %78’i, staj yaptıkları şirketlerde çalışmaya devam etmek istediklerini belirtti. Aynı veri daha önceki yıllarda adayların %68’inin staj yaptıkları şirketlerde çalışmak istemedikleri yönünde ölçülmüştü. Gençler arasında yurtdışında çalışma eğiliminin arttığı gözlenen araştırmada çalışılmak istenen şirket hakkında bilgi edinme kaynağı olarak sosyal medya platformları ilk sırada yer aldı. Ancak şirket hakkında mevcut çalışanlardan bilgi alımı seçeneğinin önceki yıllarda kendi kategorisi içinde önemli bir sıçramayla 20’li sıralardan 9.sıraya yükseldiği görüldü.
“Maaş ve yan haklar önem kazandı”
Araştırma hakkında bilgi veren Realta Danışmanlık CEO’su ve Araştırma Direktörü Ali Ayaz, gençlerin maaş ve yan haklarla ilgili önceliklerinin önceki yıllara oranla biraz daha önem kazandığını gördüklerini belirtti. Ayaz, “Gençler, işverenlerden ihtiyaçlarını ve isteklerini anlayarak, beklentilerine yanıt veren ve ilgi çekici çalışma ortamları sunan stratejiler bekliyor. İş-özel yaşam dengesi, esnek çalışma imkanları ve yenilikçi çalışma modelleri, şirketlerin genç yetenekleri çekme ve elde tutma konusunda başarısını artıracak etkenler. Bu nedenle, işverenlerin gençlerin beklentilerini dikkate alarak işveren markası stratejilerini sürekli olarak güncellemeleri ve geliştirmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Deneyime yatırım yapan şirketler avantajlı”
En Gözde Şirketler araştırması partnerlerinden 3İK Marka İletişim Ajansı Başkanı Alper Çakıroğlu da, günümüzde çalışan beklentilerinin farklılaştığını, önceliklerin değiştiğini belirterek bu dönüşümlere yanıt veren bir şirket kültürünün yaratılmasının işveren markası ile mümkün olacağını söyledi. Başarılı işveren markası yaratmada aday ve çalışan deneyiminin en kritik konulardan biri olduğuna dikkat çeken Çakıroğlu, “Araştırmamızda da gördük ki şirketin kurumsal kültürü, adaylara ve çalışanlarına yaşattığı ya da vadettiği deneyimler, insana, kültüre, topluma ve dünyaya sağladığı faydalar gibi konular özellikle yeni kuşağın tercih kriterlerinin başında geliyor. İşveren markası stratejilerini daha çok deneyim, insan ve kültüre daha çok yatırım üzerine kuran şirketlerin, genç yetenekleri kazanma ve elde tutmada daha avantajlı olduklarını söyleyebilirim” değerlendirmesini yaptı.
“En Gözde Şirketler” araştırması nasıl yapıldı? Türkiye’de kariyer planlaması alanında yapılan ilk araştırma olan “En Gözde Şirketler” araştırmasının metodolojisi 2008 yılında geliştirildi ve ilk saha çalışması da aynı yıl yapıldı. Bir ölçeğin bilimsel yeterliliği ve araştırma sorularının iç tutarlılığını gösteren Coranbach Alfa göstergesi için asgari değerin 0,7 olduğu göz önüne alındığında “En Gözde Şirketler” araştırması için bu değer 0,942 olarak hesaplandı. Araştırma internet üzerinden interaktif yöntemlerle gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında 200 binden fazla bilgi formu elde edildi. Cevaplanan soru sayısı %100’ün altında olan formlar değerlendirme dışı bırakıldı ve toplamda 121 üniversiteden 91.342 öğrenci ve iş yaşamının ilk beş yılındaki 39.533 genç profesyonelden kullanılabilir anket formu elde edildi. Homojen olmayan özelliklere sahip 20 milyon kişiden oluşan bir hedef kitleyi % 95 güvenilirlik düzeyinde, % 3 örneklem hatası ile temsil edebilecek örneklem büyüklüğünün 1067 olduğu dikkate alındığında, araştırma 130 bini aşan örneklem kitlesinden elde edilen sonuçların genellenebilmesi için son derece yeterli bir veri sunuyor.