Basına yansıyan haberlere göre, TBMM’ye sunulması beklenen yeni vergi düzenlemesiyle, doktor ve mühendisler başta gelmek üzere bazı serbest meslek mensuplarına peşin vergi getirilmesi planlanıyor. Vergi Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen “hayat standardı esası”na benzerliğine dikkat çekti. Yavaşlar ‘’Devlet parayı önden almak ve kullanmak istiyor; ancak, mahsup kısmının nasıl olacağı meçhul. KDV’deki gibi bir durum mağduriyet yaratır. Paraya ihtiyaç duyan Hazine eski defterleri karıştırıp yeniden halkın karşısına çıkarıyor. Anayasaya aykırı bu uygulamanın getirilmesi planlanıyorsa, derhal bundan vazgeçilmeli’’ diye uyardı.
Son günlerde basına yansıyan haberlere göre, TBMM’ye sunulması beklenen yeni vergi paketinde yer alacak önemli bir düzenleme, bazı serbest meslek mensuplarına peşin vergi getirilmesini içeriyor. Özellikle doktor ve mühendis gibi meslek gruplarına peşin vergi getirilecek. Bu muhtemel düzenleme hakkında Vergi Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Paketin basına yansıyan kısmına göre peşin vergi ile vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesinin hedeflendiğini belirten Yavaşlar, bunun doğru bir yöntem olmadığını ifade etti. Yavaşlar peşin vergi uygulamasının geçmişte de zaman zaman uygulanan ‘hayat standartı esası’na benzediğini, bunun ise Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. Yavaşlar ‘Halihazırda geçici vergi olduğu için peşin vergi ile kastedilenin vergi dönemi içinde yasa koyucunun belirleyeceği bir alt sınır üzerinden vergi alınması olduğu anlaşılmakta. Bu ise, geçmişte bütçe açığı olduğu dönemlerde zaman zaman uygulanan “hayat standartı esası”na benzer bir modelin getirilmek istendiğini düşündürmekte’’ dedi.
Yavaşlar şöyle konuştu: ‘’Hayat standartı esasına göre vergilendirmenin iki önemli özelliği vardı: 1. Yasayla belirlenen belli bir temel gösterge tutarı vardı, 2. Yasa ile belirlenen -mükellefin hayat standartının yüksek olduğuna işaret eden ev, araba sahibi olmak, yurtdışına çıkmak gibi- göstergeler karşılığı olan tutarlar vardı. Temel gösterge tutarına, mükellefin sahip olduğu hayat standartı göstergeleri karşılığı ilaveler yapıldıktan sonra ortaya çıkan tutar, mükellefin vergiye tabi asgari serbest meslek kazancını oluşturuyordu. Mükellefin yıl sonunda bu rakamdan yüksek bir kazanç beyan etmesi mümkündü, ama düşük kazanç beyan etmesi mümkün değildi. Kısaca, hayat standartı esası, varsayıma dayalı bir kazanç üzerinden gelir vergisi alınmasına yol açıyordu. Bu, anayasal verginin mali güçle orantılı olması ilkesine aykırıydı. Paraya ihtiyaç duyan Hazine eski defterleri karıştırıp yeniden halkın karşısına çıkarıyor. Anayasa’ya aykırı bu uygulamadan vaz geçilmesi gerekir.’’
Yürürlükteki sistemde geçici gelir vergisi veriyorlar
Yürürlükte olan sistem içinde serbest meslek mensuplarının zaten vergi dönemi içinde geçici gelir vergisi verip, vergi dönemi sonunda mahsuplaştığına dikkat çeken Yavaşlar ‘’Serbest meslek mensupları, aynen tacirler gibi, gelir elde ettikleri yılın içinde üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi beyannamesi verip geçici vergi ödemek, gelirin elde edildiği yılı takip eden yıl (mart ayı içinde) ise yıllık gelir vergisi beyannamesi verip, yıl içinde ödenen geçici vergiler çıktıktan sonra kalan kısmı için yıllık gelir vergisi ödemek zorundalar’’ dedi.
Mağduriyet yaratır, özel hayata müdahale olur
Kamuoyuna yansıyan açıklamalarda, peşin alınan verginin beyan edilen matrah üzerinden alınacak vergiden mahsup edileceğine, yani böylece aynı kazanç üzerinden iki defa gelir vergisi alınmayacağına işaret edildiğini ifade eden Yavaşlar, buna rağmen uygulamanın çok sayıda olumsuz etkileri olabileceği konusunda uyardı. Yavaşlar ‘’Devlet parayı önden almak ve kullanmak istiyor; ancak, mahsup kısmının nasıl olacağı meçhul. KDV’deki gibi bir durum mağduriyet yaratır. İadede faiz uygulanmazsa veya uygulanan faiz (şu an yıllık %48) enflasyondan düşük olursa ve/veya faiz peşin verginin tahsil edildiği tarihten olacak şekilde hesaplanmazsa, mükellefler hak kaybına uğrarlar.
Diğer yandan, açıklamada aynı zamanda şundan bahsediliyor: beyan edilen matrah üzerinden alınacak vergi peşin alınan vergiden düşük olursa, mükellef incelemeye alınacak. Bu, mükelleflerin kendilerini baskı altında hissetmesine yol açacak ve beyannamede bildirdikleri matrahları doğru olsa dahi sırf vergi idaresiyle karşı karşıya gelmemek için peşin vergiye razı olmaları sonucunu doğurabilecektir. Bunu uygulamada görüyoruz. Vergi idaresi mükellefleri incelemeye alabilir, ancak her bir denetim aracının neticede -AİHM kararlarına göre meslek hayatını da içine alan- özel hayatın dokunulmazlığına bir müdahale olduğu için, ölçülülük ilkesine uygun şekilde kullanılması gerekir. Kaldı ki, 2023 itibariyle toplamda 7300 civarında olan vergi başmüfettişi, müfettişi ve müfettiş yardımcısı ile böyle bir denetimin nasıl yapılacağı da merak konusu. Burada konu sadece kaç mükellefin incelemeye alınabileceği değil, aynı zamanda denetim kalitesiyle de ilgili’’ diye konuştu.