Cuma, Ağustos 8, 2025
Ana SayfaGündemTAYSAD Rekabetçilik Anketi’nin Sonuçlarını Açıkladı!

TAYSAD Rekabetçilik Anketi’nin Sonuçlarını Açıkladı!

Yerli Tedarik Sanayisinde İthalata Bağımlılık Ancak Yerli Stratejiler Devreye Alınarak Azalır!

TAYSAD: Yerli Üretim ve Tedarik Stratejilerinin Hızla Geliştirilmesi ve Desteklenmesi Hayati Öneme Sahip!


Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi olan TAYSAD, 225 firmanın
katılımıyla gerçekleştirdiği Rekabetçilik Anketi ile sektörün mevcut durumunu ve
öncelikli sorunlarını ortaya koydu. Ankete göre sektörün son iki yılda yaşadığı en
büyük zorluk, yüzde 92 ile yüksek iş gücü maliyetleri oldu. Ankete katılanların
yüzde 35’inin kapasite kullanım oranının yüzde 70’in altında kaldığı görüldü. Yerli
tedarik sanayisinin küresel ölçekte güçlü bir konumda olduğunu söyleyen TAYSAD
Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci, “Yerli tedarik sanayisinin rekabet gücünü
tehdit eden başlıca sorunlar çok net; hızla yükselen maliyetler, döviz kuru
politikaları ve finansmana erişimde yaşanan darboğaz. Bu sorunların çözümü için
sektörel ve yapısal önlemlerin vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi gerekiyor.
Ankete katılan firmaların yüzde 64’ü son bir yılda istihdamında yüzde 10’dan fazla
daralma yaşadığını, yüzde 74’ü ise bu yıl kapasite artırıcı yatırım planlamadığını
ifade ediyor. Yani her 4 firmadan 3’ü yatırım planlamıyor. Bu tablo, sadece mevcut
durumu değil, geleceğe dönük beklentilerin de zayıfladığını ortaya koyuyor. Ayrıca
Çin’den ithalatta büyük bir artış var. Bu artış, uzun vadede üretimin ithalata
bağımlı hale gelmesine, yerli tedarikçinin zayıflamasına ve sanayimizin dışa
açıklığının kritik seviyelere ulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle, ithalata bağımlılığı
azaltacak yerli üretim ve tedarik stratejilerinin hızla geliştirilmesi ve desteklenmesi
hayati önemdedir” dedi.


Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), otomotiv sektörünü tedarik
sanayi özelinde değerlendiren bir anket çalışması gerçekleştirdi. TAYSAD’ın
Rekabetçilik Anketi sonuçlarına göre otomotiv tedarik sanayisinin son iki yılda yaşadığı
en büyük zorluklar ele alındı. Buna göre sektörün son iki yılda yaşadığı en büyük zorluk,
yüzde 92 ile yüksek iş gücü maliyetleri oldu. Sektör temsilcileri ayrıca yüzde 82,22 ile
baskılanan döviz ve yüzde 46,67 ile de faiz yükü/krediye erişim zorluğunu en büyük
zorluklar arasında sıraladı.

İstihdamda daralma devam ediyor!
Ankete göre tedarik sanayisinin istihdamında yüzde 10’dan fazla daralma yaşayan
firmaların oranı yüzde 64’ü buldu. Ankete göre son 12 ayda istihdamında daralma
yaşanmadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 31,56’da kaldı. 2025 yılının ilk çeyrek sonu
itibarıyla şirket borçluluğunda artış bekleyenlerin oranı yüzde 49,33 olurken, anketin
dikkat çekici noktalarında biri de “Son iki yılda hiç konkordato ilan etmeyi düşündünüz
mü” sorusu oldu. Otomotiv tedarik sanayisinde son 2 yılda konkordato ilan etmeyi
düşünen firma olmasa da alt tedarikçilerinin yüzde 34’ünün konkordato ilan etmesi
endişe verici olarak kayıtlara geçti. Bu durum, tedarik sanayicileri açısından
konkordatonun, şirketin tasviyesi ile eş değer ve firma için geri dönülemez bir yol olarak
görülmesinden dolayı düşünülmediği şeklinde yorumlanabilir. “2024’te üretim kapasite
kullanım oranınız ne oldu” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 35’inin kapasite kullanım
oranının yüzde 70’in altında kaldığı görüldü. Ankete göre 2025 yılında kapasite artışı
yatırımı planlamayanların oranı yüzde 64 olurken kararsızlarla birlikte bu oranın yüzde
74 seviyesine yükselmesi dikkat çekti. Ankete yanıt veren firmaların yüzde 44’ü son 1
yılda yeni proje kazanımında düşüş yaşadığını belirtirken yeni projelerinde artış
yaşadığını belirtenlerin oranı yüzde 25,78 seviyesinde kaldı. Verilere göre kaybedilen
projeler ağırlıklı olarak Çin’e yöneldi. Hindistan da ikinci sırada yer aldı. Anket,
yatırımın da yön değiştiğini ortaya koyuyor. Kapasite artışı Türkiye’de yavaşlarken
yatırım rotalarının yurt dışına kayması endişe verici. Ankete katılanların yüzde 27,23’ü
yurt dışında tesis yatırımı planı yaparken bu ülkeler ABD, Çin, Fas, Romanya, Almanya,
Doğu Avrupa ve Mısır olarak sıralandı.


Her 4 firmadan 3’ü yatırım yapmıyor!
Yerli tedarik sanayisinin rekabet gücünü tehdit eden başlıca sorunların çok net olduğunu
söyleyen TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci, “Hızla yükselen
maliyetler, döviz kuru politikaları ve finansmana erişimde yaşanan darboğaz. Bu
sorunların çözümü için sektörel ve yapısal önlemlerin vakit kaybetmeden hayata
geçirilmesi gerekiyor. Ankete katılan firmaların yüzde 64’ü son bir yılda istihdamında
yüzde 10’dan fazla daralma yaşadığını, yüzde 74’ü ise bu yıl kapasite artırıcı yatırım
planlamadığını ifade ediyor. Yani her 4 firmadan 3’ü yatırım yapmıyor. Bu tablo, sadece
mevcut durumu değil, geleceğe dönük beklentilerin de zayıfladığını ortaya koyuyor”
dedi. Yerli tedarik sanayisinin küresel ölçekte güçlü bir konumda olduğunu vurgulayan
Yakup Birinci, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ancak iç pazarda yüksek maliyetler,
finansmana erişimdeki darboğazlar ve döviz kurundaki dalgalanmalar bizi zorluyor.
Özellikle işgücü maliyetlerindeki artış, sadece rekabet gücümüzü değil, üretimin
sürdürülebilirliğini de tehdit eder boyutta. Bu nedenle, otomotiv tedarik sanayinin
yükünü hafifletecek şekilde finansman desteklerinin sadeleştirilmesi, nitelikli istihdam
için SGK ve vergi teşviklerinin artırılması, verimlilik ve dijitalleşme yatırımlarına özel
destekler sağlanması şart. Bu kapsamda, istihdam ve ihracata dayalı bir döviz dönüşüm
desteği düşünülebilir. Otomotiv tedarik sanayi firmalarına, her 100 kişilik istihdam için, belirlenecek ihracat tutarı karşılığında +1 puan döviz dönüşüm desteği sağlanırsa hem
kayıtlı istihdam korunacak hem de tedarikçilerin ihracat iştahı artacaktır. Uzun yıllara
dayalı ve yoğun emeklerle kurulmuş olan tedarik ağlarını maliyet baskısı ile kopma
noktasına getirmemeliyiz.”


Çin’den İthalat Hızla Artıyor, Yerli Tedarikçinin Payı Daralıyor!
Orta ve uzun vadeli yapısal tehditlerin de gündemde olduğuna dile getiren TAYSAD
Başkanı Yakup Birinci, bunların başında Çin’den yapılan ithalattaki hızlı artışa dikkat
çekerek şunları söyledi: “Çin gibi ülkelerle rekabette korunmak adına yerli tedarikçi
kullanımının artırılması, yerlileşmeye göre teşvik sisteminin kurgulanması ve ana sanayi
ile tedarikçi arasında adil ve uzun soluklu fiyatlama mekanizmalarının hayata geçirilmesi
büyük önem taşıyor. Bu noktada özellikle Çin’den gelen ithalatın son yıllarda hızla
artmakta olduğunu göz ardı edemeyiz. GTIP 8708 başlığı altında, yani motorlu taşıtlar
için parça ve aksesuarlar kategorisinde, Çin’den ithalatın son 5 yılda yüzde 156 arttığını
görüyoruz. Metal dökümden parçalarda ise Çin’in payı son 3 yılda yüzde 175 arttı. Bu
artış, uzun vadede üretimin ithalata bağımlı hale gelmesine, yerli tedarikçinin
zayıflamasına ve sanayimizin dışa açıklığının kritik seviyelere ulaşmasına yol açabilir.
Bu nedenle, ithalata bağımlılığı azaltacak yerli üretim ve tedarik stratejilerinin hızla
geliştirilmesi ve desteklenmesi hayati önemdedir.”

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN ÇOK OKUNANLAR