Finansmana erişimde halka arzlar ile tahvil ve bono ihraçları öne çıktı
Artan maliyetler ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar sonrası şirketler halka arz, tahvil ve bono gibi alternatif kaynaklara yöneldi. Bu alanda aktif rol üstlenen İntegral Yatırım, 2022’den bu yana gerçekleştirdiği halka arzlar ile 2024 Ocak’tan itibaren aracılık ettiği tahvil ve bono ihraçlarıyla toplam 22 milyar TL’lik finansmana erişime aracılık etti. Şirket, son üç yılda 8 halka arzda yer alırken, sadece tahvil ve bono tarafında 24 ihraca aracılık ederek 5,8 milyar TL’lik kaynak sağlanmasına aracılık etti. İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, “Azalan halka arz sayısına rağmen işlem hacimlerindeki artış, alternatif finansman enstrümanlarının önemini bir kez daha ortaya koydu.” dedi.
Son yıllarda ekonomide yaşanan dalgalanmalar, finansmana erişimde yaşanan zorluklar tüm kesimleri olduğu gibi şirketleri de etkiledi. Şirketler de daha uygun maliyetlerle finansmana erişebilmek için farklı enstrümanlara yöneldi. Bu konuda en çok tercih edilen yöntemler arasında da halka arzlar, tahvil ve bono ihraçları yer aldı. Her ne kadar 2025 yılında önceki yıllara göre halka arz sayısında düşüş yaşansa da halka arz yoluyla elde edilen finansman miktarı 18 şirkette 45 milyar TL seviyelerine ulaştı. 2024’te 33 şirket halka arz olurken bu rakam 57 milyar TL seviyelerindeydi. 2023’ten bu yana yapılan halka arzların toplamında sağlanan kaynak ise yaklaşık 182 milyar TL’yi aştı.
ŞİRKETLERİN HALKA ARZA İLGİSİ YÜKSEK
Konuyla ilgili İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu ve İntegral Yatırım Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi İbrahim Taşdoğan değerlendirmelerde bulundu. Firmaların hem çevrelerinden gördükleri örnekler hem de kendi finansal ihtiyaçları doğrultusunda halka arzı ciddi bir alternatif olarak değerlendirdiğini kaydeden Kıvanç Memişoğlu, şirketler açısından bakıldığında bu yöntemin kullanımının giderek daha doğal ve olağan hale geldiğini söyledi. Ancak sürecin hızlanması gerektiğine de dikkat çeken Memişoğlu, İntegral Yatırım’ın halka arz faaliyetlerine ilişkin de bilgi verdi. Memişoğlu, son 3 yılda 8 halka arzda yer aldıklarını söyledi. Son yapılan 2 halka arzdan birinin Ziraat Yatırım ve İntegral Yatırım eş liderliğinde Zeray GYO, diğerinin ise Halk Yatırım ve İntegral Yatırım eş liderliğinde Pasifik Holding olduğunu belirten Memişoğlu, mevcut durumda da İntegral Yatırım’ın süreci devam eden yaklaşık yedi halka arz dosyasının daha bulunduğunu aktardı. Memişoğlu, şirketler tarafındaki ilginin güçlü şekilde sürdüğünü kaydetti.
HACİM ARTIYOR ADET AZALIYOR
Son üç yıldaki halka arz verilerine de değinen Memişoğlu, SPK verilerine göre bu dönemde toplam 107 şirketin halka arz edildiğini ifade etti. 2023 yılında 56, 2024 yılında 33, 2025 yılında ise 18 halka arz yoluyla borsada işlem görmeye başladığını belirten Memişoğlu, bu halka arzlar aracılığıyla toplam 182 milyar 255 milyon TL tutarında kaynak sağlandığını söyledi. 2022’den bu yana İntegral Yatırım’ın aracılık ettiği halka arzların büyüklüğünün ise 16 milyar 625 milyon TL seviyesinde olduğunu aktaran Memişoğlu, bunun toplam içinde yaklaşık yüzde 9’luk bir paya karşılık geldiğini ifade etti. 2024 yılında 33 halka arzdan 57 milyar TL, 2025 yılında ise 18 halka arzdan 45 milyar TL tutarında kaynak sağlandığını belirten Memişoğlu, “Adet olarak düşüş var ama içerik ve hacim açısından daha güçlü işlemler görüyoruz. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz iki halka arzın toplam büyüklüğü de yaklaşık 8 milyar TL seviyesindeydi. İntegral olarak 2022’den bu yana gerçekleştirdiğimiz halka arzlardan elde edilen kaynak 16 milyar TL’yi aştı. Buna 2024 Ocak’tan 2025 Aralık ayına kadar olan süreçte aracılık ettiğimiz toplam 24 tahvil ve bono ihracı da eklendiğinde reel sektöre toplamda 22 milyar TL’lik kaynak sağlanmasına aracılık etmiş olduk.” dedi.
TAHVİL VE BONO İHRACINDAN 5,8 MİLYAR TL
Halka arz sürecine bakış açılarının iki temel kritere dayandığının altını çizen İbrahim Taşdoğan, bu kriterlerden ilkinin sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma olduğunu belirterek, halka arzın yalnızca bir finansman yöntemi değil, şirketlerin kurumsal yapısını güçlendiren uzun vadeli bir dönüşüm süreci olduğunu vurguladı. İkinci kriterin ise halka arzı finansmana erişim yöntemi olarak ele almak olduğunu ifade eden Taşdoğan, şirketler açısından sürecin bu yönünün büyük önem taşıdığını dile getirdi. Bekleyen halka arz başvurularına da değinen Taşdoğan, SPK verilerine göre yalnızca ilk halka arz başvurusu yapan 128 şirketin onay sürecinde beklediğini, girişim sermayesi ve GYO başvuruları da eklendiğinde bu sayının 150’nin üzerine çıktığını söyledi. Taşdoğan, halka arzın uzun soluklu bir süreç olması nedeniyle şirketlerin zaman zaman daha hızlı finansmana erişme ihtiyacı duyabildiğine dikkat çekerek, bu noktada bono ve tahvil piyasasının önemli bir alternatif sunduğunu ifade etti. Son bir buçuk yıl içinde bu alanda yoğun çalışmalar yürüttüklerini belirten Taşdoğan, özellikle nitelikli yatırımcılara satılan özel sektör borçlanma araçlarının şirketlerin kısa vadeli likidite ihtiyaçlarını karşılamada etkin bir rol oynadığını söyledi. Bu kapsamda, 2024 Ocak ayından bu yana 24 borçlanma aracı ihracına aracılık ettiklerini belirten Taşdoğan, söz konusu işlemlerle 5,8 milyar TL tutarında finansman sağlanmasına aracılık ettiklerini ifade etti.
SIFIR KOMİSYONLA AKTİF YATIRIMCI HEDEFİ
İntegral Yatırım Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, yatırımcılar açısından en önemli maliyet kalemlerinden birinin de alım-satım komisyonları olduğunu belirterek, İntegral Yatırım’ın da hisse işlemlerinde bu uygulamayı başlattığını söyledi. Memişoğlu, komisyon gelirinin toplam gelir içindeki payının sınırlı olduğuna dikkat çekerek, ortalama 100 TL’lik gelirin yalnızca 2–3 TL’sinin komisyondan geldiğini ifade etti. Müşterilerin hisse işlemleri dışında VİOP, bono ve tahvil gibi farklı ürünleri de tercih ettiğini vurgulayan Memişoğlu, sıfır komisyonun kısa vadeli gelirden feragat anlamına gelse de uzun vadede aktif, piyasayı takip eden ve 50 bin TL–50 milyon TL aralığında portföy büyüklüğüne sahip yatırımcıları hedefleyen sürdürülebilir bir büyüme stratejisinin parçası olduğunu dile getirdi.
YAPAY ZEKA ŞU AN DESTEKLEYİCİ ROLDE
Yapay zekâ çalışmalarına da değinen Kıvanç Memişoğlu, yapay zekâ çalışmalarına geçen yıl başladıklarını ve bu alan için özel bir bütçe ayırdıklarını belirterek, süreci hem dış yazılım firmaları hem de kendi IT ekipleriyle birlikte yürüttüklerini söyledi. Türkiye’nin yapay zekâ uygulamalarında yurt dışına kıyasla geride olduğunu ifade eden Memişoğlu, bu nedenle aceleci davranmadan, doğru zeminde ilerlemeyi tercih ettiklerini vurguladı. Son bir yıl içinde analiz, takas ve muhasebe gibi birimlerde rutin ve tekrar eden işlerde yapay zekâdan faydalanmaya başladıklarını aktaran Memişoğlu, bazı projelerde yatırımın geri dönüş süresinin 3-4 yıla kadar düşebildiğini, bu durumda tereddüt etmeden yatırım yaptıklarını dile getirdi. Memişoğlu, yapay zekânın analiz ve yorumlama tarafında giderek güçlendiğini ancak yatırım tavsiyesi üretme konusunda henüz istenen verimliliğe ulaşmadığını belirterek, bu nedenle söz konusu çalışmaların müşteriye sunulmadığını söyledi.
FONLARDA KADEMELİ VE KONTROLLÜ YAKLAŞIM
Son dönemlerde gündem olan fonlarla ilgili de açıklamalar yapan Kıvanç Memişoğlu, “Fonlara ilişkin değerlendirmelerimi SPK’nın sözcüsü olarak değil, piyasayı dışarıdan gözlemleyen bir profesyonel olarak yapıyorum. SPK’nın bu süreçte sert ve kökten müdahaleler yerine piyasayı bozmadan denge kurmayı amaçlayan kademeli adımlar attığını söyleyebilirim. Serbest fonlarda nitelikli yatırımcı alt sınırının 1 milyon TL’den 10 milyon TL’ye çıkarılmasını da bu yaklaşımın önemli bir göstergesi olarak değerlendiriyorum.” dedi. Yaklaşık 12 yıldır değişmeyen bu eşiğin güncellenmesinin piyasaya net bir mesaj verdiğini ifade eden Kıvanç Memişoğlu, bu adımın kısa vadede fonlar ve pay piyasasında bir yavaşlama yaratabileceğini ancak bunun piyasayı daha sağlıklı hale getirecek bir süreç olacağını dile getirdi.
ASGARİ ÜCRETİN 3 KATI İLE İŞE BAŞLIYORLAR
Marmara Üniversitesi ile yaptıkları iş birliği hakkında da bilgi veren İbrahim Taşdoğan, Marmara Üniversitesi ile yürütülen iş birliğinin temel amacının, öğrencilerin daha eğitim aşamasındayken finans sektörünün gerçek dinamikleriyle tanışmasını sağlamak olduğunu söyledi. Seçmeli dersler ve finans ekranlarıyla desteklenen bu model kapsamında öğrencilerin kurumsal hayata erken adapte olurken, staj ve istihdam fırsatlarına da eriştiğinin altını çizen Taşdoğan, “Hâlihazırda kurumda Marmara Üniversitesi’nden 3, toplamda 9 stajyer görev alıyor; başarılı olan mezunlar İntegral Yatırım bünyesinde işe başlıyor.” dedi. Taşdoğan, sektörün en büyük ihtiyacının lisanslı personel olduğunu vurgulayarak, Sermaye Piyasası Faaliyetleri lisansına sahip genç mezunların asgari ücretin yaklaşık üç katına kadar maaşla işe başlayabildiğini, bu farkındalığı artırmayı hedeflediklerini ifade etti.

SANAYİ VE İŞ DÜNYASIYLA SAHADA GÜÇLÜ TEMAS
İntegral Yatırım’ın sanayi ve iş dünyasıyla birebir temas kurmayı önceleyen etkinliklerine hız kesmeden devam ettiğini belirten İbrahim Taşdoğan, bu yıl içinde Tekirdağ Sanayi Odası, Gaziantep Sanayi Odası, Mardin Organize Sanayi Bölgesi ve Afyon Sanayi Odası ile art arda gerçekleştirilen buluşmalarla sanayicilerle doğrudan diyalog kurulduğunu söyledi. Taşdoğan, bu temasların kısa vadeli sonuçlardan ziyade uzun soluklu bir yolculuğun parçası olduğunu vurgulayarak, amaçlarının sanayici ve iş insanlarında farkındalık yaratmak ve dönüşüm isteğinin ilk adımını başlatmak olduğunu ifade etti. Bu yaklaşımın yalnızca sanayi odalarıyla sınırlı kalmadığını kaydeden Taşdoğan, Türk Amerikan İş Adamları Derneği iş birliğiyle Business Club bünyesinde düzenlenen ‘Round Table’ toplantılarında iş insanlarıyla bir araya geldiklerini, aynı zamanda TÜRKONFED ile de aktif bir iş birliği yürüttüklerini söyledi. TÜRKONFED çatısı altında geliştirilen projeler kapsamında Kocaeli, İstanbul, Kayseri ve Bursa’da geniş katılımlı organizasyonlar düzenlendiğini aktaran Taşdoğan, bu yıl ayrıca CEO’ların daha geniş perspektifte değerlendirmeler yapabildiği ‘CEO Network: Stratejik İş Birliği ve Liderlik Platformu’nun hayata geçirildiğini belirtti. Bu platformun, iş dünyasında sürdürülebilir diyalog ve fikir alışverişi için önemli bir zemin oluşturduğunu sözlerine ekledi.

