Dünyanın bir numaralı uzun çelik piyasası konferansı IREPAS Toplantısı’nın 89’uncusu Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) iş birliği ile İstanbul’da gerçekleşti. Türkiye’nin batı dünyasında inşaat çeliğinde açık ara bir numara olduğunu belirten Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, şimdi talebin düştüğünü belirterek Türkiye’nin inşaat çeliği ihraç etmediği ülkenin kalmadığını söyledi. 2022’de çelik ihracatının 21 milyar dolarları aştığını bu yıl beklentinin 15 milyar doların altına ineceğini belirten Aslan, “Dünya konjonktürünün bu sonuçta çok önemli etkisi var ama biz elimizden geldiğince aynı performansı tutturmak zorundayız. Var gücümüzle bu konuda çabamızı göstermeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Çelik sektörünü bir araya getiren en büyük organizasyonlardan biri olan SteelOrbis 2023 Güz Konferansı & 89. IREPAS toplantısı 17-19 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşti. Yılda iki kez yapılan organizasyonun 40. yılında 20 ülkeden 60’tan fazla çelik üreticisinin katılımı ile toplamda 750’nin üzerinde rekor sayıda katılımcı yer aldı.
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından, inşaat demirinin üretiminden laboratuvar aşaması da dahil tüm aşamalarını takip ederek kayıt altına alacak İnşaat Demiri İzleme Sistemi’nin (İDİS) 1 Ocak 2024 itibarıyla hayata geçeceğini belirten Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, “İnşaat demiri, üretim hattından çıktığı anda özel güvenlikli işaret ile kayda alınacak ve bundan sonra her bir adımda izlenecek. İnşaat demirleri, yükleme ve indirmeler, toptancılara satışlar, toptancılardan müteahhitlere satışlar, inşaat sahasında yapı denetçilerin kontrolü ve sonunda denetçi onayı ile ürün bazında İDİS sayesinde tek tek görülebilecek. Etiketleme iyi bir şey olur inşallah. İstediğin kadar bandrol koy, karekod koy. Denetim yeterli şekilde çalışmadığı zaman taşınma esnasında kopması sıkıntı olacaktır. Sorumlu üretici olacak.” ifadelerini kullandı.
‘DEPREM DÖNEMİ FİYATLARI İNDİRDİK’
Depremden sonra kentsel dönüşümün İstanbul’da da hızlandığını ifade eden Aslan, artan maliyetlerden sonra özellikle yeni konut yapımının durma noktasına geldiğini kaydetti. Aslan, “O günlerde bizi biraz fırsatçılıkla suçladılar. Öyle bir döneme denk geldi ki piyasanın hafif yukarı çıkmasına denk geldi deprem. O dönem aksine fiyatları aşağı indik ve orada kaldı. Şu anda fiyatlar daha da aşağıda.” dedi.
KAPASİTE KULLANIMI YÜZDE 60
Yılın ilk 8 ayında çelik sektöründe ihracatın yüzde 40 düştüğünü belirten Aslan, inşaat çeliğinde ise düşüşün yüzde 58’e ulaştığını söyledi. Üretimi azalttıklarının, kapasitenin yüzde 60’lara düştüğünün altını çizen Aslan, bu yıl hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşılamayacağını kaydetti. Aslan, “Fiyatta avantaj sağlarsak ihracatı tekrar canlandırırız. Şu anda biz Çinililerle, Japonlarla rekabet edemiyoruz. Bundan 10-15 yıl önce ihraç ettiğimiz Körfez ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri bizim pazarlara net ihracatçı oldu. Cezayir, Mısır bir bakıyorsun Amerika’ya ihraç etmiş, Avrupa’ya etmiş. BAE, Katar, Suudi Arabistan ihracatçı olmuş. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai’deki havaalanı, otoyollar, binaların yüzde 80 inşaat demiri Türkiye’den gitme.” değerlendirmesinde bulundu.
ÇELİKTE 15 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ
Geçen yıl 21 milyar dolar ihracatla yılı tamamladıklarını söyleyen Aslan, bu yıl sonunda 14-15 milyar dolar arasında bir seviyede yılı tamamlayacaklarını belirtti. Aslan, “Ton başına ihracatımız 1050 dolar. Bizim bu ton başına ihracatımızın fiyatı artacak. İnşaat çeliği ve yarı mamul ihraç etmeyeceğiz, katma değeri yüksek ürünler ihraç edeceğiz. 2027 yılına kadar elektrik tüketimimizin yüzde 50’sini kendi öz kaynaklarımızla yenilebilir enerjiden temin edeceğiz.” dedi.
Özellikle artan enerji maliyetleri ile küresel gelişmelere bağlı yaşanan sorunlarla birlikte sektörde yeniden yatırımın zor olduğunu ifade eden Aslan, “Geçen yıl özellikle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte enerjide inanılmaz bir maliyet artışıyla karşı karşıya kaldık. 200-250 dolar olan doğalgaz, 1200 dolarlara kadar çıktı.” ifadelerini kullandı.
“İNŞAAT ÇELİĞİNDE TÜRKİYE BİR NUMARA”
Türkiye’nin batı dünyasında inşaat çeliğinde açık ara bir numara olduğunu belirten Aslan, şimdi talebin düştüğünü belirterek Türkiye’nin inşaat çeliği ihraç etmediği ülkenin kalmadığını vurguladı.
“KORUMACI POLİTKA YAYGINLAŞIYOR”
Çelik sektörünün en büyük ihtiyacının sermaye olduğunun altını çizen Aslan, “Bizim özellikle sıkıntı yaşadığımız ve son 5 yıldır batı tarafında başlayan, dünyadaki korumacı politikaların gittikçe yaygınlaşıyor olması. Özellikle Amerika’da ve Avrupa’da Türkiye’ye karşı alınmış ciddi ticari önlemler var. Öncelikle Amerikalılar çelik ithalatına vergi koymaya başladılar ki Amerika pazarı Türkiye’nin toplam çelik ihracatının yüzde 10’unu temsil etmekteydi. Halbuki aynı Amerika, daha sonraki yıllarda Japonya gibi, Avrupa gibi, Brezilya gibi ülkelere muafiyet tanıdı ama maalesef Türkiye’ye hala aynı korumacı sistem uygulanmaya devam ediyor. Avrupalılar da bir kota sistemi getirdiler. Türkiye maalesef bu kota sisteminden dolayı da negatif etkilenmiş durumda. Bizim mutlaka hem Amerika’da hem AKÇT’den dolayı Avrupa nezdinde bu ticari önlemlerin sonlandırılmasına yönelik birtakım girişimlerimizi sürdürmemiz gerekiyor.” dedi.
Aslan sözlerini şöyle sürdürdü;
“Önümüzdeki yıl için ihracat beklentimiz aslında bu yıldan çok fazla değil, zira dünya piyasalarında yavaşlamanın süreceğini öngörüyoruz. Faiz artırımının devam edeceğini, enflasyonun belli bir düzeye gelene kadar bu politikanın süreceği yönünde izlenimler mevcut. IREPAS Toplantısı ile birçok ülkeden gelen ve sektörün önemli oyuncularının bulunduğu bir ortamda bizlerin tekrar güç kazanması açısından bir fırsat olacak. Bizim bu dönemde gerçekten ihracata ihtiyacımız var. Elimizden geldiğince aynı performansı tutturmak zorundayız. Kendimiz de en azından o zorunluluğu hissediyoruz. O yüzden elimizden geldiğince bu konuda çabamızı göstermeye devam edeceğiz.” dedi. Avrupa’nın toplam ihracat içindeki payının yüzde 40 olduğunun bilgisini paylaşan Aslan, “Avrupa’nın korumacı birtakım önlemler almasıyla bu oran biraz düştü. Ama bizim ağırlıklı olduğumuz yer batı tarafı. Avrupa Topluluğu, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika. Orta Doğu geçmişte çok ağırlıklı ihracat yaptığımız bölge iken bugün Orta Doğu’daki üreticiler bize rakip olmaya başladılar. Çünkü onların ciddi anlamda bir enerji ve ham madde avantajları söz konusu.” dedi.